Bundan tam 10 yıl önce 11 Ekim 2012'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun  66/70 sayılı kararı uyarınca “Dünya Kız Çocuklar Günü” kutlanmaya başlandı!
Tıpkı kutlanan diğer özel günlerde de olduğu gibi amaç kutlamaktan çok, belli başlı bazı kimliklerin ve grupların varlıklarının altının çizilmesi ve haklarının bir kez daha vurgulanmasıydı elbette.

Bu özel günün amacı ise ilk nefes aldıkları andan itibaren  ayrımcılığa ve şiddete erkeklere göre daha açık olan kız çocuklarının yanında  olmaktı.  Bilim insanları rahim içindeki erken evrelerden başlayarak, beyin yapısının ve hormonların beyinde doğuştan gelen farklılıklar ürettiğini yadsımıyorlar ancak bu farklılıklar her iki cinsiyet için de bir dezavantaj değil; tersine uygun ve eşit geliştirilirlerse birer zenginlik kaynağıdır. Ancak gerek kız gerekse erkek çocukların  farklılıklarını etkileyen gelişimsel faktörler örneğin kültürel normlar, basmakalıp toplumsal cinsiyet rolleri, ve arkaik inanışlar bu farklılıkların bazılarını güçlendirirken diğerlerini arka plana atarak beslenmelerini ve  gelişmelerini engeller.  

Eşit potansiyelle doğan kız ve erkek çocuklar ne yazık ki zamanla eşit fırsatlara ve haklara sahip olamıyorlar, örneğin bir kız çocuğun potansiyeli bir erkek çocuğunkine eşit olsa da, bu olasılık cinsiyete dayalı politikalar nedeni ile her zaman değerlendirilmez veya beslenmez. Birleşmiş Milletler verilerine göre her 10 erkek çocuktan 1'i ile karşılaştırıldığında 15 - 19 yaşındaki her 4 kızdan 1'i eğitim dışında... Önümüzdeki yıllarda COVID-19 pandemisinin derin etkileri, ekonomik gerileme, savaş koşullarında okulların kapanması ve üreme sağlığı hizmetlerindeki kesintiler nedeniyle dünya genelinde 10 milyon kadar kız çocuğu çocuk evliliği riski altında olacak. Halbuki  tüm devletlerin de kabul ettiği gibi  ayrımcılık yapmama ve eşitlik temelinde eğitim hakkı herkes için insan hakları hukuku kapsamında bir vazgeçilmezdir ve cinsiyetten, etnisiteden, yaştan, milliyetten bağımsız olarak  eğitim kabul edilebilir, erişilebilir, uyarlanabilir ve kullanılabilir olmalıdır. 
Ülkemizin önde gelen eğitim kurumlarından biri olan üniversitemizde de bu haklar dikkatle gözetilmekte ve her kimlik,  hakkı olan eğitime en doğru biçimde ulaşabilmektedir. “Dünya Kız Çocuklar Günü” vesilesi ile herkese ve özellikle de kız çocuklara ve kadınlara yapılan ayrımcılığa karşı direnen, politika geliştiren ve çözüm üreten tüm kurum ve bireyleri kutluyorum!

Prof. Dr. Işıl Baş
Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi Başkanı